Cuma ve bayram selası; yaşadığımız zamanda hala uygulanan cuma ezanından bir saat önce müezzinlerin minareden yüksek sesle salavat getirmeleri, hem insanların salavat getirmelerini hatırlatmak yönünden hem de yoğun olarak çalışan insanlara cuma namazını hatırlatmaları bakımından selâ okunur. Selâyı duyan, o günün cuma olduğunu hatırlar. Önceleri bayram ve cuma namazlarından önce dilkeşhâveran makamında okunur. Bu salâ içinde Cuma Sûresi’nin cuma namazıyla ilgili ayeti ve hadislerden bölümlerde söylenirdi.
Anadolu’nun birçok şehrinde pazartesi ve perşembe geceleri hatta bazı yerlerde her vakit okunurdu. Şunu belirtelim Diyanet İşleri Başkanlığı, vatandaşlardan gelen yoğun talep üzerine perşembe akşamı verilen selâ geleneğini İstanbul’da yeniden hayata geçirdi. Anadolunun bazı yörelerinde hala devam etmekte.
CENAZE SELASI NEDİR?
Cenaze salâsı; vefat haberinin duyurulması maksadıyla hüseyni okunan salât-ü selâm ile cenâzenin kabre götürülüşü sırasında düzenlenen cenaze alayında ve definden sonra okunan salâ olmak üzere iki çeşittir. Salât-ı Ümmiyye; bazı dinî törenlerde ve dinî günlerde, kısaca salât-ü selâm getirilmesidir. Ölümü haber vermek için, mahallede bir cenaze varsa hüzünlü bir sesle okunmaya başlar selâ.
Mahalle sakinlerinden kimin vefat ettiğini öğrenmek isteyen kulak kesilir. Çoğu kişinin selâya dair zihnindeki bilgi bundan ibarettir. Bugün sadece vefat haberini vermek için minareden okunan selânın öğrettiği herkesin ölüme soğuk bakmasını engeller.
Sela, bazı kaynaklara göre Fatimiler zamanında Mısır’da başlamış, bazı kaynaklara göre ise Hz. Ömer’in torunu Abdülaziz döneminde Emevilerin zamanında okunmaya başlamış. Osmanlı, bu geleneğe diğer Müslüman toplumlardan daha çok sahip çıkmış.